http://sporranilari.blogspot.com.tr/2015/08/merhabalar-dostlar.html
Yine mevsimlerden yaz. Hava NEMLİ ve sıcak. Fenerbahçe şampiyon bitirdiği 2003-2004 sezonundan sonra kadroda fazla değişikliğe gitmeden bir kaç takviyeyle takımı iyice güçlendirmiş. Şüphesiz ki bunların en önemlileri Alex de Souza ve emektar Rüştü Reçber. Rüştü Barcelona'da istediği şansı bulamayıp vatana geri dönmüştü. Tabi dönünce yine bildiğimiz panterliğini göstermişti. Alex'in ise peşinde bir çok Avrupa devi vardı. En önemlisi de Real Madrid. Türkiye'de bazı yorumcular Alex'in Türkiye'ye gelme ihtimalini 0(sıfır) olarak görüyorlardı. Ama 2004 Copa America'yı kazanan, CM'cilerin anlayacağı tabirle "World Class Talent" Fenerbahçe'yi seçmişti. Allaha şükürler olsun.
Ayrıca Fenerbahçe bu sezonda Şampiyonlar Ligi'nde mücadele edecekti. Grup şu şekilde idi:
-Fenerbahçe
-Manchester United
-Olympique Lyon
-Sparta Prag
Bu yazıda komple maç sonuçlarını koymak yerine sezonun en önemli 2 maçına değineceğim.
1. Fenerbahçe 3-4 Beşiktaş
Beşiktaş'ın Kadıköy'de aldığı en son galibiyet.
Maçta dakikalar 78'i gösterirken Beşiktaş kalecisi Oscar Cordoba Tuncay'a ceza sahası içinde sert müdahele ediyor ve hem penaltıya sebebiyet veriyor hem de ikincisarıdan kırmızı kartı görüyordu. Beşiktaş'ında oyuncu değişiklik hakkı dolmuştu. Kaleye Pancu geçiyordu. Alex penaltıyı gole çevirdi tabi. O golden sonra Fenerbahçe baskıyı biraz arttırdı ancak Pancu birkaç kurtarışla gole izin vermedi. Dakikalar 90'ı gösterirken Koray Avcı şüphesiz kariyerinin en önemli golünü atıp Beşiktaş'a galibiyet'i getiriyordu.
Güzel bir maçtı gerçekten. Keyifle izlemiştik.
2. Fenerbahçe 1-0 Galatasaray
Fenerbahçe'nin şampiyonluğu ilan ettiği maç. Hem de ezeli rakibe karşı. Dakikalar 64'ü gösterirken Nobre'nin kafa vuruşunu Galatasaray kalecisi Mondragon çıkaramayınca top filelerle buluşuyor tabiri caizse şampiyonluk geliyordu. Fenerbahçelilerin arkasına yaslanıp keyifle izleyeceği bir gol.
Vee Fenerbahçe 2003-2004'den sonra 2004-2005 sezonunu da şampiyon bitirerek güzel bir başarı elde etmişti. Bu sezonun önemi ise Galatasaray'ın 100.yıl'ı olmasıydı.
Gelelim Avrupa'ya.
Avrupa'da Fenerbahçe zor sayılabilecek gruptan 3.olarak çıkmayı başarıyordu. Ama ondan önemlisi Old Trafford'da 6-2 yenildiği United'ı, Şükrü Saraçoğlu'nda tabiri caizse sahaya gömmesiydi. Tuncay'ın 3 golü attığı maçı 3-0 kazanarak tarihi bir zafer alıyordu. Ama Lyon'a 2 maçta da yenilince UEFA Kupasına devam ediyordu.
UEFA Kupasında ise 3.turda rakip Real Zaragoza idi. İçeride 1-0, deplasmanda ise 2-1'lik mağlubiyet ile Avrupa'ya veda ediliyordu. Hala aklım almaz. Böylesine olağanüstü bir kadro nasıl olurda UEFA kupasını alamaz diye. Bir şeyler ters gitti ama. 2013'teki yarı final gibi içimde kalan bir uktedir bu da.
Son olarak Nicolas Anelka.
Futbol'un Evliya Çelebi'si diye tabir edeceğimiz Anelka'nın yolu Fenerbahçe'den de geçti. Hem de çok güzel bir biçimde. 2005'in devre arasında Fenerbahçe'ye imza atan Anelka güzel bir futbol sergilemişti. Sonra Van Hooijdonk ile takımdan ayrılsalar da efsaneler arasında yerlerini aldılar.
Türkiye Kupası'nda ise finalde Galatasaray'a 5-1 gibi ağır bir skorla mağlup olunuyor hasret devam ediyordu.
Bu yazımızında sonuna geldik. Hatamız olduysa affola. Sağlıcakla kalın. Allaha emanet olun. Saygılarla.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder